Direksiyonu Kaptırma! Rota Senin Elinde

Hayat dediğin bir yolculuk, değil mi? Peki, bu yolculukta direksiyonu kim tutuyor? Eğer sen değilsen, geçmiş olsun. Çünkü bırak başka birinin seni yönlendirmesini, kendine ait olmayan bir rota sadece seni harcar, heveslerini soldurur. Direksiyon senin elinde olacak! Başka türlüsü kurtarmaz.

Bir düşün: Kaç kere sırf başkaları öyle istedi diye yolundan döndün? Kaç kere kendi sesini susturup onların istediğini yaptın? Belki bir arkadaşın, belki bir akraban, belki de toplumun “Şöyle yapmalısın” baskısıyla yön değiştirdin. Şimdi sor kendine: Onlar mı yaşıyor senin hayatını, yoksa sen mi?

Bak, hayat senin. Hedeflerin, hayallerin, rotan tamamen sana ait. Ama eğer direksiyonu başkasına kaptırırsan, bir süre sonra sadece oturduğun yerde “Nereye gidiyoruz?” diye soran biri haline gelirsin. Şu net: O soruyu bile sormazlar sana. Kendi geminin kaptanı olmayı reddedersen, mürettebattan biri olursun. Ve mürettebata ne denir? “Çalış, yap, sus.”

Peki, şimdi ne yapmalı?

  1. Hedeflerini netleştir. Ne istiyorsun? Gerçekten ne istiyorsun? Bunu bul. Yoksa bir başkası gelir, kendi isteklerini senin rotan gibi sana dayatır.
  2. Kendi rotanı çiz. Bu, başkalarını dinlemeyeceğin anlamına gelmez. Ama sonunda o karar senin olacak.
  3. Direksiyon sende. Zor mu? Tabii ki zor. Ama başka türlüsü mümkün mü? Çaba göstermeden kazanılan hiçbir zafer gerçek değildir.

Unutma, bu hayat bir kere yaşanacak. Ve sen o hayatın ya şoförü olursun ya da yancı koltuğunda oturursun. Seçim senin. Ama unutma: Direksiyon başkasındaysa, varacağın yer hayal ettiğin yer olmayacak.

Kendi yolunu seç. Kendi hedefini bul. Ve asla, ama asla direksiyonu bırakma!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir